30 Mart 2008 Pazar

OTLARIN İÇİNDE KURABİYE KEYFİ


bahar geldi
çiçek açtı
canlılar kucaklaştı
içim kıpır kıpır dışarı çıkıp yürümek yürümek ve hiç eve girmemek istiyorum.bu normal bir davranış mı?
eğer normalse şaşırmam gerekecek. tülin ve normal kelimeleri pek bir arada kullanılmaz.
benden pek normal davranışlar beklemiyorum.
bu bahar mutluluğuyla kurabiyeyi yemek kesmedi beni ille çiçeklerin arasında yiyeyim dedim
eşimede gel çektiğim fotolara bak hangisi güzel bloğa hangisini koyayım dedim.
oda------ hiiiiiiiii otların arasına mı soktun kurabiyeleri------- diye tepkilendi. ruhsuz adam nolcek bi kerede romantik olsa dişimi kıracam. diş kırmak benim için zor değil o kadar şanslıyım ki bu konuda kadayıf sarmanın içinden bile taş çıkabiliyor. sadece ve sadece benim yediğim dilimden hemde.
gururla söyleyebilirim ki benim yaptığım kurabiyelerden asla taş çıkmaz.hazır bağlamışken lafı hemen kurabiyenin tarifini verim.bu nefis un kurabiyeleri PDÇS 20 nin ev sahipliğini yapan mucizembenibul arkadaşımıza gitsin.kendisine kolaylıklar diliyorum ve sevgilerimi

NEFFİS UN KURABİYESİ
MALZEMELER
4,5 kaşık nişasta
4,5kaşık pudra şekeri
250 gr. margarin
1 çay bardağı sıvıyağ
vanilya
aldığı kadar un
YAPILIŞI
sıvıyağ, margarin, ve pudra şekeri karıştırılır. aldığı kadar un ve bir paket vanilya ilavesiyle yoğrulur ve istenildiği gibi şekillendirilerek ister otlatrı arasında ister tabakta servis edilerek afiyetle yenir


24 Mart 2008 Pazartesi

hop hop renkli top pastası


arkadaşlarım pasta yapmak meşakkatli iştir.herkes bilir
yapıcan
pişiricen
kıvam tuturucan
keki dağılmadan kesicen
krema lezzetli olacak
şeker hamuru şekil alacak vs. vs.
bide benim gibi umre yaşı yaklaşmış olanlar için artı bir zorluk ( ki en zor kısmı) çocukları pastadan uzak tutucan onların ya bende yapıcam diye ünleyip yerlerde debelenmelerine aldırmadan
işine devam edicen.
bütün bu şartlar hazır eeeeee ne eksik tabiki yetenek ....
yani bazı arkadaşların yaptıkları pastaları görünce şunları yayınlayıp bende pasta yaptım diye ortalıklarda gezinmeye utanır oldum. bu blog dünyasında o kadar usta pastacılar varki bana bu işi bıraktıracaklar sonunda şimdi onlara iki kişi daha katıldı. bu arkadaşların içinde bir pasta canavarı saklıymışta haberi,miz yokmuş. banane vermicem işte isimlerini bu gelin ve görümcenin özellikle cadı görümcenin ismini kimse alamaz ağzımdan onların reklamını yaptıramaz kimse bana ısrar etmeyin söylemem.aaaaaaaa orta yerimden çatlattılar anacım beni söylermiyim hiç adlarını asla söylemem.
neyse şekerler bende yaptım bari şu pastamsı şeyle pastacafe nin evsahipliği yaptığı etinliğe katılim bari arada sıkışırız.
hadi yüzümüzü yırttık madem en güzel pasta yarışmasına da katılalım da tam olsun. yarışmamızın ev sahibi birdemlik sohbet uğrayın ve siz bütün oyları bana verin tamam mı? önemli olan pasta güzelliği değil iç güzelliktir dimi ama yakında röntgen filmimi yayınlarım bakın içim ne kadar güzel..
olmadı kandıramadık demi,. espride çok bayat..... sizi nasıl ikna edebilirim yazın bana yapmayan namert tir.

MALZEMELER

iki yumurta
iki fincan şeker
üç fincan un
1/4 su bardağı yoğurt
1/4 su bardağı sıvıyağ
bir çay kaşığı karbonat.

KREMASI
cremole, süt, bitter çikolata

ŞEKER HAMURU
1/4 cup su
yarım çorba kaşığı jelatin
1/4 cup mısır şurubu
1 tatlı kaşığı glikoz
1 çay kaşığı margarin

YAPILIŞIyumurtların aklarını ve sarısını ayırıyoruz. akları kar haline gelinceye kadar çırpıyoruz.diğer kapta yumurta sarılarıyla sırasıyla şeker, yoğurt,yağ ve karbonatla birlikte elenmiş unu çırpıyoruz.akları iki defada yavaşça karıştırarak söndürmeden bu karıişıma ekliyoruz.kare şeklinde bir kalıba dökerek 180 derecede pişiriyoruz.fazla kızarmış olan kenarlar varsa çıkarıp kekimizi enine 3 eşit parçaya kesiyoruz.her katı hafif ıslatıp arasına bolca krema sürüyoruz.kekin etrafınıda hafifçe kremayla sıvayıp 1 saat kadar dinlendiriyoruz.jelatinimizi yarım cup suda benmari usulü iyice ısıtarak eritiyoruz asla kaynatmıyoruz.içine mısır şurubunu ve gliserini ekleyip 2 kere elenmiş pudra şekerini azar azar ekleyerek sert bir hamur elde ediyoruz.yeşil ve kırmızı gıda boyalarıyla şeker hamurumuzun bir kısmını renklendiriyoruz,
yeşil hamuru açıp pastamızı kaplıyoruz.kırmızı beyaz ve yeşil hamurlardan toplar yapıp su yardımıyla pastamıza yapıştırıyoruz.
benim toplar biraz eksik geldi üstte açıklıklar kaldı ama napalım sağlık olsun.


20 Mart 2008 Perşembe



şekerler bu aralar sizi biraz ihmal ettim. özür diliyorum ve nedenini açıklıyorum. haftasonu iskenderundaydım eeee hafta içi diyeceksiniz. alttaki yazıyı okuyun anlarsınız...
bu yazıyı mutfaktamuallim olarak yayınlamıştım. aynı durum şu andada geçerli olduğu için ve ben iflah olmaz bir tembel olduğum için ordan yayınlıyorum.
Canlarım eve annemle döndüm.annem tam bir dişi gestapo. (allahım annem umarım bu yazıyı okumaz.) ( allahım tekrar ben umarım bu yazıyı teyzoşum okuyupta anneme söylemez.)
(allahım bidaha ben bir duam daha var ve bu en önemlisi: onu birazcık ama çok azıcık ihmal ediyorum diye blog dünyasına gıcık olan kocam umarım bu yazıyı okuyupta bire bin katarak anneme anlatmaz.çünki beni anneme şikayet etmek onun en zevk aldığı şey.)
İnsan annesinden neden korkar: buyurun size haftanın polemiği Hıncalım. Haşmetim.ve olmzsa olmazım. Ermanım Toroğlum meydan sizin buyurun. Siz orda tartışırken ben kendi sebeplerimi sıralayayım.

Madde 1.kızım genemi çamaşır suyu bak astım oldun hala akıllanmıyorsun. Bak kaynanana hep bu astım ilaçları kemik erimesi yaptı. Bu kimyasalları bırak artık……75 dakika.

Madde 2. şu fasulyeyi istediniz yaptım. Hiç yemediniz.çocuk gibi istiyorsunuz hepsini ben yiyorum bak bu doğal bahçede yetiştirdim. şu erikler en güçlü anti oksidanmış biraz daha ye bakim. aldığınız zehirleri atarsınız. …..( tam 45 dakika)

Madde3. kızım üstüne bir şeyler giy hava soğuk. Altında atlet varmı bakim.incecik geziyorsun. Sen fark etmezsin ama üşürsün kızım.( 33 yaşımdayım ve hala üşüdüğümü fark etmiyorum!!!!!!!!) ………….20 dakika.

Madde4. kızım silme şu evi artık hergün ev mi silinir. Gereksiz yere yoruyorsun kendini ondan sonra gerekli işleri yapacak halin kalmıyor. Ölü gibi yatıyorsun……60 dakika

Made 5yinemi hamur işi yiyorsunuz zararlı yavrum onları yapmayın artık hem masraflı hem zararlı siz daha kendinizi zararlı şeylerden koruyamıyorsunuz. Bide anne olacaksınız……15 dakika.

Madde 6 daha bilgisayarın başındamısın kapat artık göz kuruluğu yapıyor. Hemde radyasyon alıyorsun televizyon. Telefon hepsi zararlı……25 dakika

Madde7 aaaaaaaaaaa saat kaç olmuş( saat 10) yatıp dinlenmeniz lazım bütün gün yoruluyorsunuz hasta olursunuz valla yorgunluktan… bu fazla uzun sürmüyor çünki biz hemen yatıyoruz.

Daha bunun gibi çokkkk madde var arkadaşlar ama ben yazamicam. Çünki vaktim yok.annem
Biraz uzandı kalkmadan bitirmem lazım(bakınız. Madde 6)

Canım annem benim bizede iyilik yaramaz .aslada yaramicak hep annemizden şikayet edeceğiz ama aynı uyarıları bizde çocuklarımıza yapacağız.
neyse şekerler kurabiyelerimizin tarifini verelim mi bu tarifimi PDÇS 19 etkinliğinin evsahibi olan yeliz arkadaşımıza gönderiyorum ve kendisine kolaylıklar diliyorum.
RENKLİ KURABİYELER
MALZEMELER
- 125 gr. Margarin,
- 1 çay bardağı nişasta ,
- 1 küçük yumurta
- 1 su bardağı un
- Vanilya
- 1 silme tatlı kaşığı kabatma tozu

Malzemeler bir kapta yoğurulur.kulak memesi kıvamını buluncaya kadar nişasta ve un ilave edilir. Hamur 15 dakika dolapta dinlendirilir . hamur 3 parçaya ayrılarak renklendirir. 0,5 cm.inceliğinde açılarak kalpli kalıplarla kesilir. Artan hamurlar ise birleştirilerek ebruli kurabiyeler oluşturulur.
not,. bu yazı bundan yaklaşık bir yıl önce yazılıp yayınlanmıştı. şimdi okuyunca bana bir temizlik maddesi reklamını hatırlattı hani çamaşır 35 dak. yer silme 20 dak. falan diyor ya .işte o reklamı.
yazar şunu önemle belirtirki bu yazı o reklam çıkmadan çok önce yayınlanmıştı. yani onlar benden esinlenmiş. bu da böyle biline..

10 Mart 2008 Pazartesi

NEVROTİK BİR VAKA MI? ROMANTİK BİR HATA MI?



Bir başım ağrıyor sormayın gitsin.sinüslerim isyanda yine. açılmayız da açılmayız diye diretiyorlar.canları sağolsun kendi düşen ağlamaz.bende ağlamıyorum sadece halimi arz ediyorum. okuyun bakalım ve hakkımdaki kararı siz verin.

akşam üstü evde otururken bir kahve içelim dedik. evdeki kahve çifte kavrulmuş olduğu için

gideyim bakkaldan alayım, hemde hareket olsun diye evden çıktım hava kararmak üzere ve bakkal beş dakikalık mesafede .

hadi çıkmışken biraz yürüyeyim dedim oldu sana on beş dakikalık mesafe tam eve yaklaşmıştım ki o da ne başıma bir yağmur damlası düşmesin mi( lafa bak başka ne düşebilirdiki dolar mı)

ayyyyyyyy ben yağmurda gezmeye bayılırım.tüh evede yaklaştık en iyisi okulun pencerelerini kontrol ediyormuş gibi yapmakyağmurdan nasiplenmek.okulun etrafında iki tur attım hiç içeri giresim yok,bir yandanda yan gözle komşulara bakıyom beni görüpte: '' bizim muallimde iyice zıvanadan çıktı geçen günde yemekleri dışarı çıkarmış fotoğraf çekiyor adam heç yemek fotoğrafı çekermi vah vah delirmiş fıkara çocuklarıda pek küçük''' demesinler diye..

sonunda evin arka tarafında yoldan pek görünmeyen bir yerde durup yağmurun yüzümü ve saçlarımı ıslatmasını bekledim o arada pc nin başında oturan kocamın kafasının arkasını görüyorum. ve sinirleniyorum adam bi merak et ya dışarda şakır şakır yağmur yağıyor karı gitti gelmedi o pc nin başında kurulmuş keyif çatıyor.

(fenerbahçenin masörünün dayısının oğlunun yaptığı. sevilla maçıyla ilgili açıklamaları okuyordur.

çünki okumadığı bir tek onun açıklaması kaldı.)

ben iyice ıslanınca içeri girdim doğru mutfağa girip kahveyi ocağa koydum. o da ne yağmur hızlanmış sesi müzik gibi tekrar dışarı fırladım _kahve taşarsa ocak silinecek içeri koştum _yağmurun sesi çok güzel dışarı çıktım_kahve taşmasın içeri koştum tam zamanında ocağı kapattım...

şimdi soruyorum daha doğrusu sinüslerim soruyor ben normalmiyim?



sorun şu : ben neyim,

ben kimim,

dünyaya gelme amacım ne ve ben bu amacı aşıyormu yum,

yada bu sorumluluğu taşıyormuyum

daha yolun yarısına gelmeden yukardaki pazılar gibi dolapta fazla beklemekten soldum mu

hayatta başım dik durdum mu

bir gün arkama dönüp baktığımda

damaklarda bıraktığım acı biber tadı mı

yoksa alttaki sarmalar gibi lezzetli olma ihtimalim varmı



nasıl bağladım ama lafı sarmalara...

hadi çokta yormayın kafanızı gelin pazı sarması pişirip yiyelim.
bu haftaki PDÇS etkinliğinin ev sahipliğini kadininmutfagi üstlenmiş. arkadaşımıza kolaylıklar diliyorum ve pazı sarmalarımızı ona gönderiyorum.

MALZEMELER

bir bağ pazı

pirinç

biber ve domates salçası

tuz, karabiber, kimyon

soğan, maydanoz, dere otu

zetin yağı

YAPILIŞI

pazılarımızın yapraklarını kaynar suyabatırıp çıkarıyoruz. çok erimemesi lazım.pirinçlerimizi yıkayıp diğer malzemelerle karıştırıyoruz. malzemeler isteğe bağlı olarak çıkarılabilir. ve ya başka malzemeler eklenebilir. pazı yapraklarımızı sarılabilecek ölçülerde parçalayıp sarıyoruz.

kısık ateşte sarmalarımızın üzerine bir porselen tabak kapatarak pişiriyoruz.




afiyet olsun....







6 Mart 2008 Perşembe

gözümüz aydın dilenci sezonu açıldı


müjde
artık havalar ısındı. havaların güzel olması hepimizi mutlu etti içeriye girmek istemiyoruz.
canlandık gezmek eğlenmek istiyoruz. çalışma hayatından soğuduk sanki. işe gitmek çalışmak
zor geliyor şairin dediği gibi bizi bu güzel havalar mahvetti.
bahar gelince bütün meslek gruplarında bir rehavet gözlemliyorum.bir grup hariç.
dilenciler
onlar öyle şevkle, öyle hırsla çalışıyorki taktir etmemek mümkün değil.
köyün yakınlarına arabalarla gelip kamp kuruyorlar ondan sonra evlere dağılıyorlar
ellerinde bidonlar kapı kapı zeytinyağı istiyorlar. onlar gidiyor öteki grup geliyor.
saf insanların duygularını sömürüyorlar.hemde utanmadan arabalarla geliyorlar köye.
yinede istediklerini alıyorlar.
dün bir olaya kulak misafiri oldum.
dilencinin biri hamile olan komşumun kapısına geldi.
o da bugün kaç oldu size yağ veriyorum.dönüp dolaşıp yine geliyorsunuz diye haklı olarak söylendi.
peki dilenci hanımefendi ne yaptı dersiniz utanıp gitti mi? asla kızım gelinin biri bir haftadır doğum yapamıyor onunda gözü çok dardı demez mi.
resmen kızı korkutuyor, tehdit ediyor. eni topu 1 tabak yağ için...
kız zaten korkuyor ilk çocuğu ...
bende karışmayim dedim ama bu sözleri duyunca dayanamadım dilenciyi kovdum o kadar sinirlenmişim kimi resmen gözüm dönmüş bir taşla kovalamadığım kaldı.
neyse canlarım o grup dün gitti bu gün yeni bir grup geldi 2-3 gün kalır giderler sonra yenileri gelir.
onlur bunlara yüz vermeyin en saf duygularımızla oynamalarına müsaede etmeyin...
unutmayın ki onların dilenmesinin sebebi bizim yanlış yönlendirilmiş vicdanlarımız. biz onlara para verdikçe onlar alınteriyle çalışmayı düşünmicekler bile.
ne dersiniz suç birazda bizde mi?.....
konuyu nasıl tartolete bağlicaz bilmiyorum o yüzden direk dalıyorum. zaten bu konu hiç bir yere bağlanamaz uzayda asılı durur.
şekerler yukarıdaki çikolatalı tartolet nefis oldu geçenlerde ikram ettiğim arkadaşlar bayıldılar.
umarım sizde dener ve beğenirsiniz..
MALZEMELER
2 sb un.
125 gr. tereyağ
3 yemek kaşığı soğuk su
3 kaşık toz şeker
bir tutam tuz
PUDİNG
2 sb süt
4 y. kşığı nişasta
2 y. kaşığı un
1 bardak şeker
50 gr. bitter çikolata
2 kaışık kakao
beyaz çikolata
YAPILIŞ
daha önce yaptığım meyvelitart hamuruyla yapıldı bu tartoletler.pişirildi soğuduktan sonra süt, nişasta,un, şeker ve kakao karıştırılıp koyu kıvamda bir çikolatalı puding yapılır. ılındıktan sonra bitter çikolata ilave edilip tartoletlerin içine dökülür. en son olarakda rendelenmiş beyaz çikolata ile süslenir ...
AFİYET OLSUN
not: arkadaşlarım problemimi hala çözemedim nolur bilgisayardan anlayan biri varsa yardımcı olsun blogcuya yorum yazabiliyorum ama bloger yorumu göndermek için tuşa basıyorum
işlem yapılırken çıkan küçük yeşil kutucuklar hiç çıkmıyor ve dolayısıyla benim yazdığım yorumlar ölece kalıyor gitmiyor.
okuldaki pc den yazı yayınlayıp yorum yazabiliyorum ama ordada pek vaktim olmuyor ve pc çokkkkk yavaş ............üüüüüühüüüü